Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, 6 Şubat depremlerinin ardından oluşan devasa moloz yığınlarının ve asbest tehlikesinin boyutuna dikkat çekti. Türkiye Belediyeler Birliği'nde düzenlenen 6'ncı Uluslararası Dirençlilik Kongresi'nde konuşan Başkan Tutdere, yıkılan binalardan yayılan asbestin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Depremden etkilenen bölgelerde bulunan asbest miktarı göz önüne alındığında, önümüzdeki 10 yıl içinde 300 bin ila 400 bin kişinin asbest kaynaklı kanser riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Bu durum, depremde yaşanan can kayıplarından daha büyük bir uzun vadeli tehdit olarak değerlendiriliyor. Başkan Tutdere, hükümeti ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı atıkların ayrıştırılması ve ekonomiye kazandırılması için kapsamlı bir sistem kurmaya çağırdı. Belediyelerin mevcut bütçe ve ekipmanlarla bu devasa sorunun üstesinden gelmesinin zor olduğunu vurguladı. Ayrıca, deprem sonrası oluşan atık miktarının çevre sağlığı için de büyük risk oluşturduğuna dikkat çekti.

Asbest Tehlikesi ve Sağlık Riskleri

Başkan Tutdere, 11 Eylül saldırılarından sonra yapılan asbest analizlerine benzer bir yöntemle depremden etkilenen bölgelerdeki asbest miktarını değerlendirdiklerini açıkladı. Yıkılan binaların çoğunun 2010 yılı öncesine ait olması ve asbest içermesi, durumu daha da kritik hale getiriyor. Tahmini 350 milyon ton asbestin çevreye yayılması, özellikle akciğer ve karın zarı kanserine neden olabilir. Bu nedenle, asbestin ekonomi ve sağlık sistemi üzerindeki ağır yükü göz ardı edilmemeli. Hızlı ve etkili bir müdahale, gelecekteki sağlık sorunlarının önlenmesi için büyük önem taşıyor. Bu süreçte uluslararası işbirliği ve teknolojik çözümler de değerlendirilmelidir. Başkan Tutdere, depremden etkilenenlerin sağlık durumunun yakından takip edilmesi gerektiğini ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.

Atık Yönetiminde Acil Eylem Planı

Adıyaman'da tahmini 20 milyon ton, 11 ilde ise 130 milyon tona varan moloz yığını mevcut. Bazı araştırmalar, bu rakamın 350 ila 580 milyon ton arasında olabileceğini öngörüyor. Bu devasa atık miktarının doğru yönetilmemesi ciddi çevresel ve sağlık sorunlarına yol açabilir. Türkiye'nin afet atıklarının yönetimi konusunda daha güçlü bir stratejiye ihtiyacı var. İklim değişikliği etkilerini de göz önünde bulundurarak, sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler geliştirilmeli. Atıkların ayrıştırılması ve geri dönüşümü, hem çevresel kirliliği azaltacak hem de ekonomiye katkı sağlayacaktır. Bu kapsamlı bir plan gerektirir ve tüm paydaşların işbirliğine ihtiyaç duyar.

Belediyelerin Sınırlı Kaynakları ve Hükümete Çağrı

Başkan Tutdere, belediyelerin bu büyük sorunla başa çıkmak için yeterli bütçe ve ekipmana sahip olmadığını vurguladı. Türkiye Belediyeler Birliği ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın desteğiyle daha etkili bir atık yönetim sistemi kurulması gerektiğini belirtti. Atıkların ayrıştırılması ve ekonomiye kazandırılması için kapsamlı bir sistem kurulması, hem çevresel riskleri azaltacak hem de uzun vadede ekonomik kazanımlar sağlayacaktır. Hatay Büyükşehir Belediyesi'nin ve diğer belediyelerin deneyimlerinin paylaşılması ve işbirliğinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Politika oluşturucuların, bu konuya öncelik vermesi ve gerekli kaynakları sağlaması gerekiyor. Aksi halde, asbest tehlikesi ve çevresel riskler, gelecek nesiller için çok büyük bir tehdit oluşturacaktır.